Son zamanlarda dünya genelinde yapay zekâ alanında yapılan çalışmaları incelediğimizde teknolojinin her alanında giderek yapay zekâ uygulamalarının hız kazanarak arttığını gözlemliyoruz. Her geçen gün farklı sektörlerde yapay zekâ, blok zinciri ve robotik teknolojilerinin birbiriyle etkileşimi ile birlikte insanları kendisine hayran bırakacak yenilikçi teknolojiler ortaya çıkıyor. Sürekli gelişmekte olan akıllı enerji uygulamaları ile birlikte yapay zekâ teknolojilerinin enerji sektöründeki teknolojilere uyum sağlama hızı ise oldukça yüksek, bu süreçte ülkemizin geç kalmaması gerekmektedir.
Bu yazımda sizlerle dünyada pek çok politik ve sosyo-ekonomik sorunla birlikte yapay zekâ teknolojilerinin bizi ve işlerimizi nereye götürdüğünü anlatan yapay zekâ ile birlikte kurulan bambaşka bir dünyadan bahsetmek istiyorum. Bu dünyanın arkasında ‘veri’, ‘makineler arası iletişim’, ‘yapay zekâ’, ‘öğrenen makineler’ var. Artık Enerji sektörü başta olmak üzere tüm sektörlerde her şey müşteri odaklılıkla başlıyor ve bunun arkasını bundan sonra artık ‘yapay zekâ’ dolduracak. Şirketler için veri; artık petrol kadar değerli hale gelmiş durumdadır. Bu verileri doğru analiz eden ve yorumlayan ve değer katan servisler oluşturan firmalar giderek büyürken, yeniliklere ve gelişime ayak uyduramayan firmalar zaman içerisinde küçülerek kaybolacaklarını düşünüyorum.
Amerika Birleşik Devletleri, elektrik şebekesindeki sorunları önceden fark edilebilmesi, gerçekleşen şebeke problemlerini azaltma, sistemleri en hızlı tekrardan ayağa kaldırma konusunda yapay zekânın kullanılması araştırma çalışmalarına başlamış durumdadır. ABD Enerji Bakanlığı, yapay zekânın elektrik şebekelerinde güç dengesizliklerinin giderilmesinde, şebekede meydana gelebilecek arızaların ve hasarların önlenmesinde ve fırtınalar, siber saldırılar, güneş patlaması ve diğer nedenlerle yaşanan kesintilerin daha hızlı giderilmesinde yardımcı olup olamayacağını keşfetmek için Grid Resilience and Intelligence Project (GRID) isimli projeye 3 yıl için 6 milyon dolar bütçe ayırmıştır.
Diğer yandan bir grup araştırmacı Brezilya’daki kaçak elektrik problemine ilişkin, 3.6 milyon evin enerji kullanımı verisi ve 200 milyon profesyonel aylık sayaç okuma verileri kullanarak yapay zekâ algoritması oluşturmuştur. Bu yapay zekâ algoritması sayesinde yüzde 65’den fazla oranda kaçak elektrik kullanımını doğru olarak tespit ettiğini ve bu alanda fayda sağladığını görüyoruz.
Yapay zekânın bir başka kullanım alanı da talep tarafı yönetimi, enerji yönetim sistemleri oluşturma, enerji verimliliği alanında olacağını düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde Google, bilgi işlem merkezilerinde yapay zekâ teknolojisi DeepMind’ı kullanarak enerji tüketimini yüzde 15 oranında azalttığını belirtmiştir. Google, yapay zekâ kullanarak soğutma amacıyla tüketilen enerji kullanımında %40’lık bir tasarruf sağladığını görüyoruz.
Enerji sektöründe en önemli ihtiyaçlardan biri “talebin doğru tahminlenmesi” dir. Talebin doğru tahmin edilmesi, olası sistem arızalarının doğru tahmin edilmesi ve daha birçok ihtiyaç söz konusudur. Avustralya’da enerji sektöründe tahmin hatasında %1’lik bir artışın yıllık işletme giderlerinde yaklaşık £10 milyon’luk işletme masrafı artışına neden olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla bu alanda yapay zekâ kullanımı olumlu sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Enerji sektöründe talep/tüketim tahminleri zaman serileri analizi yöntemleri kullanılarak ve/veya “Sinir Ağları” gibi yapay zekâ kökenli tahmin yöntemleri kullanılarak yapılmaktadır.
Bir başka tahmin kullanım alanı da fiyatlar üzerindedir. Örneğin; ham petrol fiyat hareketlerinin sınıflandırılmasında yapay zekâ teknolojilerinin kullanımı günümüz teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte, petrol fiyatlarının tahmin edilebilmesi için birçok model ve yöntem geliştirilmiştir.
Fransız petrol şirketi Total, enerji sektöründe yapay zekâ ile petrol ve gaz keşifleri konusunu Google ve Microsoft ile değerlendiriyor. Total, enerji sektörünün dijital teknolojileri kullanmaya yönelik yarışında yapay zekâ (AI) geliştirmelerine yardımcı olması için teknoloji devleri Google ve Microsoft ile görüşüyor. Total mühendisleri, karmaşık algoritmaların petrol ve gaz çalışmalarına nasıl uygulanabileceğini keşfetmek için üst düzey yazılım geliştiricileri ile birlikte çalıştığını görüyoruz.
Ayrıca Elektrik dağıtımında yapay zekâ teknolojileri sayesinde etkili üretim ve hizmet operasyonları gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Yapay zekâ teknolojilerinin akıllı şebeke yapısı için gerekli olan aktif yönetim potansiyeline sahip olduğunu düşünen uzmanlara göre, yapay zekânın güçlü istihbarat sistemi ile şebekeyi dengelemesi, talebi yöneterek eylemler üzerinde pazarlık yapabilmesi ve gerektiğinde kendini iyileştirerek bir dizi yeni ürün ve hizmet sağlayabilmesi mümkün olmaktadır.
Önümüzdeki on yıl içinde yapay zekâ kavramı ile gelen teknolojilerin, robotik gelişmeler ile birlikte sadece enerji değil; çeşitli sektörleri ciddi olarak etkilemesi bekleniyor. Akıllı şebekeler ile birlikte kullanıma giren cihazlarda ve talep yönetimindeki ilerlemelerde sektördeki yapay zekâ türevi uygulamaların izlerini görmek mümkündür. Dağıtık enerji kaynaklarının yönetimi, akıllı altyapılar, sensörler ve sayaçlar enerji sektörünün uzun zamandır akıllı şebekelerin oluşturulmasında gündemde olan konulardır. Şebekedeki talep seviyelerini otomatik olarak algılayarak enerji tüketimini düşüren bugünün akıllı cihazlarının, yapay zekâ tarafından güçlendirilerek blok zincir ile kaydedilebilir ve birbiriyle güvenli bir şekilde etkileşebilir hale getirilmesi planlanıyor.
Yenilenebilir enerji üretim tahmini, ekipman bakımı, rüzgar ve güneş enerjisi verimliliği, depolama analizi ve yenilenebilir enerji yönetimi. Almanya’da EWeLiNE adlı bir makine öğrenme programı, şebeke operatörleri için önümüzdeki 48 saat boyunca yapay zekâyı kullanarak yenilenebilir enerji çıktılarını hesaplamada yardımcı olması için bir erken uyarı sistemi olarak çalışabiliyor. General Electric, rüzgar türbini verimliliğini ve güç üretimini yaklaşık %5 artırmak ve bakım maliyetlerini %20 oranında düşürmek için yapay zeka algoritmaları kullanıyor.
Altyapı yönetimi ve şebekenin performans yönetimi yapay zekâ kullanımında dikkat çeken diğer alanlardandır. Bu alandaki kullanım örnekleri arasında dijital varlık yönetimi, ekipman bakımı, üretimi ve yönetimi bulunuyor. Yapay zekâ teknolojisi kullanan Siemens tarafından yapılan bir testte, yapay zekâ bir gaz türbininin yakma ünitesinin kontrolünü ele geçirdikten sonra, azot oksit seviyelerinin %20 oranında düştüğü açıklanmıştı. Ayrıca, Siemens’in düşük maliyetli veri barındıran endüstriyel bulut platformu MindSphere’i IBM Watson ile birlikte çeşitli analizler sunmak için kullanmaktadır.
‘Predictive Marketing-Akıllı Pazarlama’ perakende sektöründe çok önemli bir hale gelecek. Bugünün teknolojisi ile hangi ürün raftan alındı, stokta ne kadar var bilgisine sahipken ‘yapay zekâ’ ile bir sonraki aşamada işler daha farklı bir şekilde yürüyecek: Sen bir mağazaya girdiğinde, senin ruh halini ölçümleyip, sana yönelik ürünler çıkaracak. Yüzünü de yorumlayacak belki kalp atışlarını takip edecek. Suratının biçimine bakacak, sabahtan beri attığın Twitlere bakacak, senin ruhsal durumunu belirleyecek. Örneğin, süpermarketteysen ve mutsuz olduğunu tespit ediyorsa, ‘yapay zekâ’ sistemi sana çikolata önerecek. Güne bu kahveyle başladım diyorsan Instagram’da, akıllı reklam panolarında sana bunları göstermeye başlayacak. Yapay zekâ senin kendi isteğinle bıraktığın ayak izlerini takip edecek ve Senin ruh halini tespit edecek, ona yönelik karşına reklam çıkartıyor olacak. Yapay zekâ alandaki gelişmelerle pazarlama mesleğinin yakın gelecekte ortadan kalkacağını konuşulmaktadır. Çünkü artık pazarlama teknikleri tek başına bir şey ifade etmiyor. Pazarlama artık veri temelli ve belki de ‘yapay zekâ’ içerisinde anında yorumlayıp, karar verilecek bir iş haline gelecek. Bu yeni konsept ile para eşittir verileri anlık yorumlayıp karar verme yeteneği olacak.
2012-2016 yılları arasındaki üç aylık rakamları yansıtan Global Yapay Zekâ Geliştirme Raporu’nda Çin, ABD’nin ardından diğer ülkelere kıyasla açık ara ikinci sırada yer alıyor. Çin merkezli düşünce kuruluşu Wuzhen Enstitüsü tarafından bildirilen veriler, Yapay Zekâ alanında dünyadaki ilk on ülke yapay zekâ finansmanı, yapay zekâ patent başvurusu ve yapay zekâ şirket sayısı parametrelerine göre sıralanıyor.

Yapay zekâ alanındaki gelişmelere bu sefer de geri kalmamak için ülkemizin akademisyenleri, araştırmacıları, teknoloji üreten firmaları ve teknolojiyi yönlendiren ihtiyaç sahipleri olarak ülke insanları olarak bu yarışta bizim de var olduğumuzu göstermemiz ve bu alanda ihtiyaç duyduğumuz hedeflere hızlı bir şekilde koşmamız gerekiyor.