Dijitalleşme ile birlikte elektrik üretim sektörü için büyük beklentileri beraberinde getirmektedir. Dijitalleşmenin, elektrik üretim şirketleri için bir dizi operasyonel ve ticari zorlukların çözümünde önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. Bu yazımda sizlerle elektrik üretim sektöründe dijitalleşme aşamasındaki zorluklardan ve siber güvenlikle olan ilişkisinden bahsedeceğim.

Operasyonel mükemmellik

Artan karmaşıklık, yeni teknolojiler, regülatif değişimler ve elektriğin yeni arz-talep dinamikleri sebebiyle pek çok enerji üreticisinin, kullanılabilirliğini, esnekliğini ve verimliliğini arttırmak için operasyonel mükemmelliği teşvik etmeye odaklanması gerekmektedir. Enerji üretim tesisleri için operasyonel mükemmeliyet sadece güvenilir ve uygun maliyetli enerji üretmek değil, aynı zamanda çalışma süresini de optimize etmek, fiziksel güvenliği sağlamak, doğal afetleri ve acil durumları yönetmek, kamu güvenliği ve çevre performansını da arttırmaktır. Herhangi bir operasyonel mükemmellik programının en önemli adımı, başarının nasıl göründüğünü tanımlamaktır. Bu adım hangi faktörlerin iş büyümesini nasıl etkileyeceğini anlamayı ve en uygun duruma getirmek anlamına gelir. Aynı zamanda, bu alanlarda başarıya işaret eden doğru performans göstergelerinin tanımlanması, uygun ölçümlerin yapılması ve bilgilerin daha hızlı/etkili bir karar alma için paylaşılmasının sağlanması önemlidir. Enerji üretim şirketleri, şirketin sürekli iyileştirme motivasyonu ve inovasyonu itici güç olarak operasyonel mükemmellik girişimlerini ileriye dönük geliştirmeye devam etmelidir. Büyük veri, yapay zeka, makine öğrenmesi vb. bu yeniliklerin en büyük fırsatlardan biridir, üretim tesisi sahiplerine operasyonel mükemmelliğin nasıl sağlanacağı konusunda rehberlik sağlamak için bu yeniliklerin kullanılması gerekmektedir.

Bilginin ve İşgücünün Yönetimi

Enerji endüstrisi, vasıflı ve tecrübeli çalışanların bulması, hatta onları uzun süre elinde tutması konularında ciddi sıkıntılara sahiptir. Yeni yetenekler elde edilse bile, eğitim ve öğretime sürekli olarak ihtiyaç vardır. Şirketler, “İş başında eğitim” ve tecrübeli çalışanların bireysel bilgi birikiminden yararlanırken bilgi ve işgücü yönetimini iyi yapmalıdır.

Mevzuata Uyum

Çevresel, iş gücü ve diğer mevzuatlara uymanın artan maliyeti, operasyonel karmaşıklık yaratıyor ve işletmeleri finansal anlamda zorluyor.  Bu zorluklara, emisyon limitlerinin altında kalma çabası, enerji üretim kapasitesinin doğal gaza ve yenilenebilir kaynaklara dönüştürülmesi ya da yaşlanan altyapının güncellenmesi olarak örnek verilebilir. Aynı zamanda regülasyonlara uyulmaması durumunda, sonuçları önemli para cezalarından tesislerin kapatılmasına kadar gidebilir. Sürdürülebilirlik için operasyonel verimlilik çok önemlidir. Örneğin, son zamanlarda yapılan araştırmalarda, elektrik üretiminden sorumlu yöneticilerin dörtte birinden fazlasının, satış, genel ve idari giderler veya doğrudan işçilik maliyetlerini azaltma alanlarında yatırım yapmayı hedeflediklerini göstermiştir. Bu geçişi desteklemek ve kolaylaştırmak için dijital çözümler gereklidir. Emisyonları, maliyetleri ve ekipman ömrünü dikkate alan varlık optimizasyon stratejilerini iyi belirlemek gerekiyor. Mevzuatsal verilerin gerçek zamanlı olarak kolayca toplanabilir, doğru ve görünür olmasını sağlar.

Siber Güvenlik

Dünya genelinde varlıkların giderek artan dijitalleşmesi ve tüm sektörlerde siber dalgalanmaların katlanarak artmasıyla birlikte, enerji üretim sektöründeki siber riskleri beraberinde getirmektedir. Ukrayna elektrik şebekesine yönelik 2015 saldırısı, tüm enerji sektörü için uyarıcı bir masajdır.
Ancak, bu risklere çözüm bulmak kolay değildir. Her ikisi de güvenli bir ortam oluşturmak için kritik öneme sahip olan IT ve OT için farklı önceliklere sahiptir. IT sistemleri genellikle dört ila beş yıl sonra, OT sistemleri on, onbeş veya yirmi yıl sonra yenilenir. IT, güvenliği iyileştirmek için yeni önlemler almayı gerektirirken; OT’de operasyonları aksatabilecek bir dayatma olarak önemleri almayı gerektirir. IT’de veriler ve gizlilik önemliyken, OT’de proses ve sürekli olarak sistemin ayakta kalması önemlidir.
Ayrıca başarılı ve esnek siber güvenlik programları sadece teknolojiye yatırım yapmayı değil, aynı zamanda yetenekli kaynakları edinme ve yeni riskleri ele almak için iş süreçlerini de geliştirmeyi gerektirir. Siber güvenlik, endüstriyel siber güvenlik riskleri bütününü kapsayacak şekilde farklı güvenlik kontrollerine dayanan bir proaktif savunma yaklaşımı olarak benimsenmelidir.
İşten anlayan doğru güvenlik şirketlerini bulmak da zordur. 2018 yılına gelindiğinde, IoT cihaz üreticilerinin şaşırtıcı bir şekilde yüzde 50’si, zayıf kimlik doğrulama uygulamalarından kaynaklanan tehditleri ortadan kaldıramadıkları görülmektedir.
Siber güvenliği yatırımlarının önemini vurgulamak için şirket yöneticilerine anlatmak hiç kolay değildir. Siber güvenlik yatırımlarına ekstra maliyet olarak bakmayı düşünmek yerine, şirketler bunu bir sigorta poliçesi olarak düşünmelidir. Siber saldırı sonucu operasyonların kesintiye uğraması sonucu ortaya çıkabilecek potansiyel maliyetlerden ve kabul edilemez risklerden kaçınmak için bu sigorta poliçesini yapması gerekmektedir.
Hızlı bir düzeltmenin, günü kurtarmanın ötesinde uzun vadeli bir stratejiyle birlikte gerekli önlemleri almak önemlidir. Birçok şirket, yeni standartlara uygun, mevzuatla uyumlu, onlara yardımcı olacak bir hazır çözümler satın alır. Bazı şirketler, güvenlik değerlendirmelerini yapmak ve bulduğu boşlukları kapatmak için danışmanlardan yardım istemektedir, ancak uzun vadeli ve sürekli bir güvenlik programı uygulamaya koyamamaktadırlar. Ya da sürekli eğitim sağlama ve personelini motive etme ve yetenekli siber güvenlik personelinin kısa sürede tedarik edilmediği bir pazarda yetenek ve bilgi kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldıklarının farkında değillerdir.
Sonuç olarak sağlam bir siber güvenlik stratejisinin uzun vadeli olması gerekir. Şirketler, doğru siber güvenlik çözüm ortaklarıyla birlikte çalışarak, süreçlere, insanlara ve teknolojiye eşit olarak odaklanmalı, sadece başlangıçta ​​tasarım aşamasında değil, programın tüm yaşam döngüsünü dikkate almalıdır.